27 Ağustos 2014 Çarşamba

Osmanlı'da Vampir Vakası - Ahmet Şükrü Efendi


Osmanlı’ da vampir vakası resmi olarak bir kez görülüyor. Tırnova kadısı Ahmet Şükrü Efendi’nin merkeze gönderdiği resmi yazı çok ilginç ifadelerle vampir vakasından söz ediyor. 1833 te ilk kez resmiyete dökülen vampir vakası için Tırnova kadısı Ahmet Şükrü Efendi’nin gönderdiği yazı şu şekilde;
 
Birkaç erkek ve kadının üzerine de saldırılmış. Bunlar çağırıldı, soruldu. "Üstümüze sanki bir manda çökmüş sandık" dediler. Bu yüzden, iki mahalle halkı evlerini bırakıp başka yana kaçtı. Kasaba halkı, bunların cadı ya da vampir denilen kötü ruhların işi olduğunda ittifak etti. Bunun üzerine İslimye kasabasında vampir avcısı olarak tanınan Nikola adındaki adam Tırnova'ya getirildi. 800 kuruşa pazarlık edildi. Bu adamın elinde resimli bir tahta vardı. Mezarlığa gider, tahtayı parmağı üzerinde çevirirdi. Tahtadaki resim hangi mezara bakarsa vampirin o mezardaki kötü ruh olduğu anlaşılırdı. 

İşin en çarpıcı yanı bu 800 kuruşa kiralanan avcı. Akla ilk şu soru geliyor; vampir vakasına sebep olanda bu ücreti mukabilinde çalışan avcı olabilir mi? Yönteme bakılacak olursa cinler veya ruhlar konusunda uzman bir adam. Bir çalışma yapmış ama düzenbaz bir adam mıdır, yoksa musallat olan yaratıkları hakikaten etkisiz hale getirmiş ve bunların aslen vampir olmadığı hususunda bilgilendirme gereği duymamış mıdır, bilinmez. Günümüzde bilgiye ulaşmanın kolay olması sebebiyle insanları kandırmak biraz zor (her ne kadar çokça para yatıran saflar olsa da).  Neyse yazı devam ediyor;


Vampir avcısı Nikola'nın tarifine göre bu gibi habis ruhları defetmek için cesetlerin yüreğine bir ağaç kazık çakılır, daha sonra da yürekleri kaynar su ile haşlanırmış. Ali ve Apti Alemdarlar'ın cesetlerine de aynı muamele yapıldı ama hiç tesir etmedi. Cadıcı Nikola, bu cesetleri yakmak gerek dedi. Bu husuta şer'an izin verilebileceğinden ruhsat verildi ve iki yeniçerinin mezardan çıkarılan cesetleri yakıldı. Bunun üzerine çok şükür kasabamız cadı şerrinden kurtuldu.
Vampir kelimesine resmi bir belgede ilk kez rastlanması bu belgeyi ayrıca değerli kılıyor fakat o köyde yaşayan insanların hayatlarında böyle bir şeyin yaşanması onlar açısından çok büyük bir dönüm noktası.


Saygı ve sevgilerimle… 

Yazan: Semih BAYRAM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder